15 Ekim 2011 Cumartesi

Amerika'da bir Lunapark!

Küçüklüğümden beri en çok sevdiğim şeylerden biri lunaparklar. Yakınlarımızda bir tane olduğunu duyunca, hava da güzel olunca geçtiğimiz hafta hemen yollara düştük. İstimaket, "Darien Lake"!



Türkiye'nin aksine, burada girişte para veriyorsun ve içerideki çoğu oyuncaklara istediğin kadar, bedava binebiliyorsun. Benim gibi hızlı tren düşkünü için süper bir sistem. Kişi başı giriş ücreti : 20$, Otopark : 8$


Oyuncaklara doğru geldiğimizde görüyoruz ki her oyuncağın önünde bir kuyruk var, bunu da labirent şeklinde yapmışlar. Bizim gittiğimiz gün çok kalabalık olmadığı halde her oyuncağa binmek için yarım saat bekledik, bu labirentler insanlarla dolduğunda ne kadar beklerdik bilemiyorum. Yav, bir de insan kendini fare gibi hissediyor.


Sanırım bunu sadece İzmirliler biliyor; küçüklüğümüzde fuarda bir hızlı tren vardı, adı da "Radar" idi. Yazımda da radar yazdığım her radar kelimesi büyük eşittir hızlı tren.

Girer girmez hiç vakit kaybetmeden ilk gördüğümüz radara gidiyoruz.


Radar ters dönüyorsa, tamamdır o, olmuştur.


Heyecanlıydı tamam, ama kafamız koruyucu kemere habire dan dan dan vurmasa daha çok eğlenebilirdik.

Sırada motorsiklet-radar karışımı bir şey;


Ne diyebilirim ki, farklı bir düşünce. Biz en öne binmek için bekledik, ama beklediğimize değdi.


Başka bir radar;


En güzeli, en heyecanlısı, "Neden bindik ya" ve "Neden bir daha bindik, manyak mıyız?" dediğimiz radar buydu.


Videoları sonuna kadar kesin izleyin. Öyle böyle değil.



Her zaman olduğu gibi bir kaç değişik şey gördük.
Mesela aşağıdaki çocuk arabası;






Sonuncu ve en tehlikeli radar;


Bütün sistemi tahtadan yapmışlar, nasıl eski nasıl salııyor nasıl sesler çıkıyor anlatamam. Tahtalar kırıldı kırılacak gibi. Amaç o heralde.

Bunlar da alışık olduğumuz oyuncaklar;




Dünyadaki en büyük dönme dolapmış;


Gezide en çok şaşırdığımı sona bıraktım. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Adamlar uçuyor...


Umarım beğenmişsinizdir.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...

3 yorum: